Haziran 21, 2013

ama onların anısı vardı

ellerimde egzama patlak verdi. biraz ağlıyorum bu yazıyı her kim okuyorsa benden iğrenebilir. çünkü birkaç gün sonra ellerimin ne hale geleceğini gördüm. artık öpülmek ve tutulmak istenmeyen ellerim. bir daha öpülemeyecek ve tutulamayacak ellerim. anısı var! diye bağırmak istiyorum. bunların anısı var. ama onların anısı vardı. başlarına egzama megzama gelmesindi. zaten neden geldiği belli değilmiş. ağrıyorlar.
hani bir dışarda olsam hep yürürüm durmam diyip diyip/deyip deyip parmak ucunda egzantrik daireler çizdirdiğim ayaklarım. mantar sandım günlerdir çaba harcıyorum kurtulayım diye. ellerimin masa lambasının ışığında görülen belirtileriyle "her şey aydınlandı"
bir ellerimi bir de ayaklarımı bir tuhaf severim. biri yürümek diğeri kalem tutmak. bu iki eylem üzerine kurulu hayatım. göz desen miyop o kadar ilerledi ki bugün pazara gözlüksüz gidemedim. çekmeceye gözlüksüz gidemedim. kitapçılara gözlüksüz giremiyorum.
ağlıyorum kusura bakma ellerime epey üzülüyorum.
iki yıldır burnumun dibindeki denize girmiyorum. bu sene dedim gireceğim. nah girersin. sudan sabundan uzak duracakmışım. deniz çok da önemli değil, sevmediğimi de dile getiririm hep. vıcık vıcık sıcak, güneş, güneş yağı, kızarmalar, soyulmalar. kar yağsın kar. kars'a giderim kars'a. yağmur yağsın. işte onlar güzel.
sinirlerim bozuldu ağam ey çavuş ey beri beri bak
geçenlerde yine ben "içime attım" ve bütün kenar mahle teyzeliğimle dedim ki "çok içine atıyon atma bak kesin bir yerinden çıkacak" geçen sene de başka bir şekilde vücutta yer buldu birtakım şeyler. yine elimdeydi siğildi ağlamıştım ama geçmişti. egzama ömür boyu.
çavuşa da dadaş dön geri bak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder